top of page

“Dünyanın en şanslı insanlarından biriyim. Çünkü Boğaziçi’nde hocalık yapıyorum”

2 Haziran 2015
Boğaziçi'nden Haberler
Duygu Öksünlü

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileriyle, 2008 Bahar.

Boğaziçi’nden Haberler sitesinde duayen öğretim üyelerimizi konuk ettiğimiz söyleşilerin bu ayki konuğu Prof. Dr. Faruk Birtek...

 

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde Emeritus Profesör olarak çalışmaya devam eden Faruk Birtek, “Seneler giderken değil gittikten sonra sayılıyor. Kendimi hiçbir zaman bu kadar iyi hissetmemiştim, sanırım yaşımın ilerlemesi bana çok iyi geldi’’ diye söze başlıyor gülümseyerek.

 

‘’Kendi kategorilerinde dünya çapında üst düzey eğitim veren beş değişik kurumda öğrenim gördüm, beş değişik kurumda hocalık yaptım. Boğaziçi gibisine rastlamadım’’ diyen Faruk Birtek’in Boğaziçi macerası 35 yaşında Yale Üniversitesi’ndeki görevini bırakıp Türkiye’ye dönmesi ile başlıyor.

 

Uçaktan iner inmez Boğaziçi’nde ders vermeye başladı

 

Siyaset sosyolojisi, tarihsel sosyoloji, sosyal ve siyasal teori alanlarında Türkiye’nin önde gelen akademisyenlerinden biri olan hocamız lisans eğitimini 1965- 1967 yılları arasında University of California, Berkeley ve University of Cambridge’te tamamlıyor. Ardından doktorasını University of California, Berkeley’de veren Birtek, Türkiye’ye dönüş macerasına “Topluma katkım olsun, toplumsal bir rolüm olsun diyerek Türkiye’ye döndüm, burada topluma katkısının olacağını varsayan bir kibrim de vardı” diyerek devam ediyor.

 

Türkiye’de akademisyenlik serüveni ise uçaktan iner inmez başlıyor. Henüz kendine bir ev bile bulmadan doğruca okulun yolunu tutup Boğaziçi’nde ilk dersi olan sosyal antropoloji dersini veriyor. Yüksek lisanstan sonra İngiltere, Afrika ve Fransa’da yaşam ve iş hayatı deneyimleri edinen Birtek, en sonunda kendisinin en huzurlu olduğu mekanın, aradığı sohbet, fikir tartışması ve okuma ortamının üniversite olduğunu fark edip doktora yapmaya karar veriyor. California Üniversitesi’nde eğitim alırken üstüne defalarca kez kütüphane kapanacak kadar tutkulu bir öğrenci olan Birtek, doktoraya da bu öğrenim sürecinin devamı olarak başladığını; fakat daha sonra buradan hayat boyu yapacağı mesleği seçtiğini söylüyor. Faruk Birtek, kendi yaşam ve meslek serüvenini belirleyen süreci ‘’Akademide bir meslek edinmek için kalmak değil, akademide kalmanın bir sonucu olarak meslek edinmek izlenecek yol olmalıdır’’ şeklinde ifade ediyor

 

Boğaziçi Üniversitesi’nin en kıdemli hocalarından olan Birtek  “En düşük unvana sahip fakülte üyesi olduğum yıllarda bile hiçbir şekilde hiyerarşiyle karşılaşmadım, burada her zaman söz söyleme hakkımız oldu, Boğaziçi’nde başka okullarda göremediğim bir demokrasi olmuştur’’ sözleriyle Boğaziçi’ni karakterini veren temel değerlerden bahsediyor.

 

Seçilmiş öğrencilere sahip olmak…

 

Prof. Dr. Faruk Birtek’e göre Boğaziçi’ni Boğaziçi yapan en büyük faktörlerden biri de kurum çalışanları. Kayıt işlerinden yemekhaneye, temizlikten kütüphaneye, tüm birimlerde çalışan personelin topyekun bir gayret içinde olduğunu ve okulu en çok sahiplenen kesim olduklarının altını çizen Birtek, okul çalışanlarının hocalara çok büyük destek olduğunu vurguluyor.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nin bir ‘’ekol’’ olduğunu anlatan Faruk Birtek, “Bizim öğrencimiz Türkiye’de seçilmiş öğrencidir, biz ise hocalar olarak bize verilen bu nimeti en faydalı şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz’’ diyor.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nde her akademik birimin kendi içinde demokratik bir yapıda olduğunu anlatan hocamız, Sosyoloji Bölümü’nden örnek vererek ‘’Bizde hocalar fikir kulübü şeklinde öğrencilere kendi alan algımızı dikte eden bir kadrolaşma yoktur. Aramızda olsa olsa fikir ayrılıkları ve aynı zamanda köklü dostluklar vardır’’ diyor.

 

Faruk Birtek Hoca, Boğaziçi’nin bilhassa 12 Eylül darbesinden sonra çok fazla baskıya maruz kaldığını, o dönemki rektörün de hocaların sakalını kestirmesi yönünde çok baskı yaptığını, hatta kendisinin “Bu sakal çok rektör gördü, daha da çok rektör görür’’ diyerek bu talebi reddettiğini anlatıyor.

 

Birtek Hoca, o dönemki baskıların mevcut hocaların Boğaziçi’ni terk etmesi için planlı olarak yapıldığını vurgularken bugünkü Boğaziçi’nin o dönemde direnen hocaların eseri olduğunu söylüyor.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nin bazı kesimlerce sürekli olarak dışarıya bağımlı, Amerika’nın bahçesi olmakla itham edildiğini söyleyen Birtek, bu suçlamada bulunanların Türkiye’de YÖK mücadelesi veren, rektör atamalarına karşı çıkıp seçim sistemine geçilmesini savunan ve bunun için mücadele veren tek okulun Boğaziçi Üniversitesi olduğunu unuttuklarını anlatıyor. Birtek Hoca’ya göre Boğaziçi’nin mahiyeti, Batı düşüncesi ile en kuvvetli bağları olan kurum olması.

 

Çalışanları, öğrencileri, hocaları ve tarihi zenginlikleriyle bir bütün olarak Boğaziçi’nin temel özelliğinin bireyselliğe ve bireylere duyulan saygı olduğunu sık sık vurgulayan Birtek, bu bağlamda Boğaziçi’nin işini çok ciddiye alan ve yüksek standartlarından taviz vermeyen bir okul olduğunun altını çiziyor.

Haber: Duygu Öksünlü / Kurumsal İletişim Ofisi

Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Günü

8 Ekim 2023
Akatlar, Sanatçılar Parkı

Boğaziçi Üniversitesi geleneksel Mezunlar Günü, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nin kurulduğu 1985 yılından beri ilk kez 2023 yılında Üniversite kampüsünde yapılamadı. 8 Ekim'de Akatlar'daki Sanatçılar Parkı'nda düzenlenen etkinlikte Profesör Faruk Birtek, Batuhan Durmuş ile birlikte Boğaziçi Üniversitesi'nin değerleri üzerine bir konuşma yaptı.

_MG_7716
_MG_7731
_MG_7735
_MG_7733
_MG_7726
_MG_7724
_MG_7719
bottom of page